23 Kasım 2009 Pazartesi

Üzüm Çekirdekli Mürdüm Eriği Karışık Meyva Çayı (üstelik içinde Afrika Bamyası da var.)

Bugün (23.11.09) Utku Cem'le beraber Arkhé Café'de çay içip ders çalışmak üzere ziyarette bulunduk. Ümit abi, yeni bir poşet çay geldiğini söyledi. Utku, kafeye benden önce gittiği için denemiş benden önce ''Al olm valla çok güzel'' diyerek telkinde bulununca ben de aklımdan ''İnsanın başına ne gelirse meraktan gelir.'' diye geçirip gene de merakıma engel olamayarak aynı çaydan istedim. Benim poşet çaylara karşı bi antipatim var; çok itici geliyolar bana... Hani böyle bardaktan tavşan kanı çay, orta halli mahalle esnafıysa; fincanda poşet çay da zengin, kibirli ve cimri iş adamıdır. Esnaf yakınlığı, muhabbeti yoktur o çayda. Ama bardaktan tavşan kanı çay öyle mi? Kaç kere kurtarılır ülke, kaç kere boşanır karılar içerken. Daha bi can, daha bi canayakındır bardaktan tavşan kanı çay. Bardaktan tavşan kanı çay ''Naber abi?''yse; poşet çay da ''Nasılsınız efendim?''dir. İticidir yani, sevmem çok. Neyse efenim, bu poşet çay geldi. İsmine baktım, ''İçinde neler var acep?'' diye. Keşke gözlerim görmez olaydı da görmeyeydim; keşke dilim söylemez olaydı da demeyeydim. İsmini söylemeyi becerene kadar bir insan, hayat boyu akademik eğitim almış kadar olur; hatta yetmez Ordinaryus olur çıkar. İsim şu: ''Üzüm Çekirdekli Mürdüm Eriği Karışık Meyva Çayı''... Daha buna ne denir; çok şükür söyledim demekten başka... Daha buna ne denir sevgili okur... Poşeti suya attım sonra. Böyle açık bir yaradan kan akar gibi kırmızı kırmızı dağılıyor su içinde. Bu poşetler zengin, kibirli ve cimri zengin işadamları oldukları için asla içlerinde barındırdıkları o iki damlacık çayı vermek istemezler. O yüzden zalim, gaddar, haşin ve vahşi olmak lazım onlara karşı. Stratejik oynamak en zayfı anlarında (yumuşamaya başladıklarında) saldırmak gerek. Ben de bi suikastçi gibi en uygun anı bekleyip saldırdım çay kaşığıyla. 47 yerinden bıçakladım desem yeridir. Bi de böyle kan gibi çıkıyo ya, iyice iştahlanıyorum; sadist duygularımı tatmin ediyorum sevgili okur. En sonunda öldü... Şey, yani kıvama geldi. Bir yudum içtim hemen. Kuşburnu gibi bi zımbırtı. İçindekileri okudum bir yudum daha alırken. Arkadaşım, ''Bamya Çiçeği'' ne ya! İçinde bamya çiçeğinden tut ''Mürdüm Eriği''ne kadar yok yok. Bu nasıl bir çay ki bu kadar satır karalattı; bu nasıl bir çaydır ki beni derin düşüncelere saldı; bu nasıl bir çaydır ki beni benden aldı sevgili okur... Ah Mürdüm Eriği, ah Afrika Bamyası'nın Çiçeği ahh.. Bu bana yapılır mıydı? Yapıldı sevgili okur, yapıldı... ='(

1 yorum:

  1. Siz de Afrika Bamyasını deneyin.
    Çok güzel.

    "Sıcak bir Afrika Bamyası ister misin, kuzum?"
    Nuri Alço 2009

    YanıtlaSil